Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, 25
Haziran 2017 Pazar günü başlayacak Ramazan Bayramı dolaysıyla yaptığı
açıklamada:
"Dünyanın farklı yerlerinde kardeşlerimizin
yaşadığı zulmün, baskının, işkencenin, mazlumiyet ve mağduriyetlerin son
bulması için Yüce Rabbimize dua ve niyaz edelim. Allah'ın selamı, rahmeti,
bereketi, affı, afiyeti, inayeti bizlerle olsun. Ramazan Bayramımız mübarek
olsun."
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI GÖRMEZ'DEN RAMAZAN BAYRAMI
MESAJI:
"Rahman ve
Rahim Olan Allah'ın Adıyla...
Ramazan-ı Şerif'in
rahmet, mağfiret ve bereket ikliminden sonra yeni bir bayrama daha kavuşmanın
mutluluğunu yaşıyoruz. Rabbimize sonsuz hamd ü senalar olsun. Bu bayramın
ülkemize, milletimize, İslam âlemine ve bütün insanlığa huzur, barış, merhamet
ve esenlik getirmesini Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum. Bayramınız mübarek
olsun.
Müslümanlar olarak
hepimiz Ramazan'ın eğiten, şifa veren, tazeleyen günlerini yaşadık, gecelerini
ihya etmeye çalıştık. İmsakin bereketinden, iftarın sevincinden, teravihin
birlik ve beraberliğinden, mukabelenin huzurundan nasibimizi aldık. Kur'an'la,
oruçla, fıtır sadakasıyla, zekâtla bedenimizi ve ruhumuzu arındırdık, Rabbimize
yakınlaşmaya gayret gösterdik. Ramazan ayı boyunca hep birlikte irade
eğitiminden geçtik; irademizi heva ve heveslerimizin, arzu ve isteklerimizin
kölesi olmaktan kurtardık. Şimdi şükretme ve sevincimizi, neşemizi, huzurumuzu
birbirimizle paylaşma zamanı.
İnsanı ve toplumu
kucaklayan bayramlar, dünü yâd etme, bugüne anlam verme ve yarını inşa etme
zamanlarıdır. Bayramlar bizleri geleceğe taşıyan, tarih sahnesinde biz
Müslümanlara süreklilik kazandıran müstesna ve mukaddes günlerdir. Bayramlar
her yüreğin muhtaç olduğu mutluluğu, güveni ve dostluğu yaşama, diğer yüreklere
de yaşatma fırsatı veren manevi mevsimlerdir. Müslüman olma ve Müslüman kalma
şuurumuzun canlandığı, iman kardeşliğinin yeryüzünün bambaşka noktalarında
yeniden tezahür ettiği nadide zaman dilimleridir. Bayramlar alelade tatil
günleri değil, zamanın en kıymetli duraklarıdır.
Bayramların
birbirini tamamlayan dört farklı boyutu vardır. Bunlardan ilki, inanç
boyutudur. Bayramlar şeâirdendir, yani dinimizin yüce değerlerini ve ilkelerini
sembolize ederler. Şeâir sayesinde Müslümanlık bilincimizi diri tutar, dinî ve
manevî mirasımıza sahip çıkar, medeniyetimizin vazgeçilmez ve dokunulmaz
güzelliklerini genç nesillere aktarırız.
Bayramların ikinci
boyutu, ibadet boyutudur. Yılda sadece iki defa eda edilen ve Peygamberimizin
sünneti gereği kadını ve erkeğiyle, çocuğu, genci ve yaşlısıyla bütün
Müslümanları bir araya toplayan bayram namazı, ibadetin doruğudur. Bayram
namazında aldığımız o tekbirler, gönüllerimizden taşan ve dalga dalga şehre
yayılan şükrümüzün, sevincimizin, neşemizin, huzurumuzun simgeleridir.
Bayramların üçüncü
boyutu, tarih boyutudur. İçinde Kur'an'ın nazil olduğu mübarek bir ayın
nihayetinde idrak ettiğimiz Ramazan Bayramı, aslında İslam’ın doğuşunun
bayramıdır. Kur'an'a kavuşmanın nihayetsiz coşkusunu ve onurunu yaşayan
müminler, Kur'an ile şekillenen bir hayatı, Kuran ile anlam kazanan bir
dünyayı, Kur'an ile istikrar bulan bir toplumu geleceğe taşımakla sorumludur.
Bu sorumluluk bayramlarda bir daha hatırlanır ve bayram bu şekilde bize tarih
sahnesinde süreklilik kazandırır.
Bayramların iç içe
geçmiş boyutlarından dördüncüsü ise ahlak boyutudur. Bayramlar iman ve
ibadetimizin yanı sıra ihsanımızı, ahlakımızı, erdem ve faziletlerimizi de biz
Müslümanların gündemine taşır. Bencil, haris, müsrif, riyakâr, açgözlü, kibirli
kişiliklerin dünya ve ahirette duçar kalacağı kayıpları hatırlatırcasına,
bayramlar bizi kanaate, samimiyete, tevazua ve merhamete davet eder.
Bayramların en büyük kazancı, gönlümüzün derinliklerine kadar sevinci hissetmek
ve o sevinci ve neşeyi aile efradımıza, komşularımıza, dostlarımıza,
arkadaşlarımıza, hatta bütün insanlığa yaymaktır.
Bu bayram yine
bizleri bekleyen önemli vazifeler var. Bayram ilmihâli diyebileceğimiz bu
kıymetli ve şerefli vazifelerin başında bayramın ruhunu iliklerimize kadar
hissetmek ve bayram yapamayanlara bayram yaptırmak geliyor. Rabbimizin bayram
ikramına karşı duyduğumuz minnettarlığı ifade etmenin ve bu ikramı O’nun
rızasını kazanmak için bir fırsata dönüştürmenin yolu paylaşmaktan geçiyor.
Sevincimizi ailemizle paylaşalım; eşlerimizin yüzünü güldürelim, çocuklarımızı
sevindirelim, anne babamızı mutlu edelim. Ailemiz için attığımız her türlü
hayırlı, uğurlu, güzel adımın bizi Rabbimiz katında yücelteceğini unutmayalım.
Üzerimizdeki akraba ve komşu hakkını ödemek, bağlarımızı güçlendirmek, dua ve rıza
kapılarından geçmek için bayramı fırsat bilelim. Yüreklerimizdeki küskünlük,
kin, nefret yüklerinden kurtulalım; barışalım, barıştıralım.
Bayrama barış, umut
ve güven içinde ulaşan bizler, bugün umutsuzluğu gönüllerinden söküp bizden
bayram neşesi bekleyenler için her zamankinden daha cömert olalım. Bayram sabahına
acıyla, gözyaşıyla, hüzünle ulaşmış kardeşlerimiz için bayramın bir tebessüme,
ferahlığa ve şifaya dönüşmesi adına elimizden geleni yapalım. Huzurevlerinde
evlat sevgisiyle yanıp tutuşan yaşlılarımız var, onları ziyaret edelim. Hastane
köşelerinde şifa bekleyen kardeşlerimiz var, onları yalnız bırakmayalım. Bir
bucakta onuruyla yaşayan muhtaçlar, dullar, yetimler var, onlara sadece
cüzdanlarımızı değil gönüllerimizi de açalım. Vatanımızın uğrunda canını feda
eden aziz şehitlerimizin emaneti olan eşleri ve yavruları var, onları
şeneltelim, hasretlerini gidermeye çalışalım. Yurdumuza sığınan biçare
mülteciler var, onlara da çaresizliklerini ve kayıplarını unutturalım, ümit
aşılayalım. Bizler bu bayram yüzümüzdeki bayram ışıltısı ve sesimizdeki bayram
muştusuyla iyilikte yarışalım.
İslam dünyası,
Müslüman milletler çok zor süreçlerden geçiyor, derin acılar ve ağır kayıplar
yaşanıyor. Bayram aynı zamanda duaların kabul olduğu müstesna günlerdir; hep
birlikte elimizi açalım ve dua ile avuçlarımıza inen sekineti, emniyeti,
hidayeti, selameti insanlığa gönderelim. Silahların gölgesinde bayramı bayram
gibi yaşayamayan kardeşlerimizin kurtuluşu için Cenab-ı Hakk’a yalvaralım.
Dünyanın farklı yerlerinde kardeşlerimizin yaşadığı zulmün, baskının,
işkencenin, mazlumiyet ve mağduriyetlerin son bulması için Yüce Rabbimize dua
ve niyaz edelim.
Ve şunu asla
unutmayalım: Bizler insanlığın ümidiyiz! Bu aziz milletin evlatları olarak
bayramı kendi adımıza değil, insanlık adına yaşayalım. Bayramımız insanlığa
barış nefesi olsun, yeni bayramlar doğursun. Sevincimiz tohum olup toprağa
düştüğünde yeni sevinçler yeşertsin. Huzurumuz nice huzursuzlukların çaresi;
mutluluğumuz insanlığın kalbini delen acıların tesellisi olsun.
Allah'ın selamı,
rahmeti, bereketi, affı, afiyeti, inayeti bizlerle olsun. Ramazan Bayramımız
mübarek olsun."
25.06.2017
Yorumlar
Yorum Gönder