LOZAN BARIŞ
ANTLAŞMASI'NIN (24.07.1923) 94.YILI ve MİSAK-I MİLLİ
"Lozan Barış
Antlaşması, 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre'nin Lozan şehrinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi temsilcileri ve İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan,
Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika, S.S.C.B ve Yugoslavya temsilcileri
arasında imzalanan barış antlaşmasıdır.
Lozan Antlaşmasının
yazılması için düzenlenen Lozan Barış Konferansı sekiz ay kadar sürmüştür.
Konferans dönemi, TBMM Hükümetinin Türk halkı için kayıtsız şartsız bağımsızlık
talebi nedeniyle uzun ve sert geçmiştir. Görüşmelerde Türkiye'yi İsmet Paşa
temsil etmiştir.
Birinci Dünya
Savaşı sonrasında İtilaf Devletleri tarafından Osmanlı Hükümetine
imzalattırılan Sevr Antlaşması Türk egemenliğini ciddi şekilde sınırlayan
hükümler içermesinin yanı sıra, devleti neredeyse haritadan silmiştir. Mustafa
Kemal önderliğinde başlayan Milli Mücadele ile Türk milleti savaş meydanlarında
önemli zaferler kazanarak hakkını ve bağımsızlığını savunmuş, Lozan Barış
Antlaşması ile bunu siyasi ve hukuki alanda tescil ettirmiştir.
Türk milletinin
mücadelesinin dünya kamuoyundaki kabulü birçok açıdan önemlidir. Lozan Barış
Antlaşması ile öncelikle, Türkiye’nin bağımsız ve eşit bir devlet olarak dünya
kamuoyu tarafından kabul görmesi sağlanmıştır. Lozan Antlaşması ile Misak-ı Milli hedeflerine neredeyse
ulaşılmıştır.
Zamanında Osmanlı
Devleti tarafından Avrupa devletlerine verilen kapitülasyonlar, bu devletlerin
elde ettikleri ayrıcalıkların yanı sıra, devletin ekonomisine ve iç işlerine
karışmasına da izin veriyordu.
Kapitülasyonlar
konusu, Lozan Barış Konferansı boyunca tartışılmış ve en son sonunda tüm
kapitülasyonların kaldırılması, Osmanlı Devleti’nden kalan borçların ise
ödenmesi kararlaştırılmıştır.
Bu açıdan
bakıldığından, Lozan Barış Antlaşması’yla Türkiye ekonomik bağımsızlığını da
kazanmıştır. Tüm bunların yanı sıra Lozan Barış Antlaşması, yüz yıldır süren
Türk-Yunan çatışmalarını da sona erdirmiş, iki ülke arasında bir denge
kurulmasını sağlamıştır.
Birinci Dünya
Savaşı sonunda galip gelen ülkeler tarafından, mağlup olan ülkelere dikte
ettirilen yaptırımlar İkinci Dünya Savaşı’nın zemini hazırlamıştır.
Lozan Barış
Antlaşması’nda, karşılıklı pazarlıklarla barışın güvencesini oluşturan bir
düzenleme de yapılmıştır."
LOZAN BARIŞ
ANTLAŞMASI
"Bu sebepten
dolayı savaşı bitiren antlaşmalar içinde halen yürürlükte olan tek antlaşma
Lozan Barış Antlaşması’dır. Bunda Türkiye Cumhuriyeti’nin barıştan yana bir
tutum gözetmesi ve Atatürk'ün belirlediği ''Yurtta
Sulh, Cihanda Sulh!'' ilkesine sadık kalarak Lozan Barış Antlaşması’nın
hükümlerini uygulamasının rolü büyüktür.
Türkiye Cumhuriyeti'nin
temel nitelikleri, Lozan Barış Antlaşması’nda da yer almıştır. Buna göre,
ülkesi ve ulusuyla bölünmez bir bütün oluşturan Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan
ve vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes eşit hak ve özgürlüklere sahiptir. Lozan
Barış Antlaşması ile Türkiye'de yaşan Hristiyan ve Musevi azınlıkların mal,
mülk ve ibadet hakları da güvence altına alınmıştır.
Lozan Barış
Antlaşması ile ayrıca Türkiye ve Yunanistan arasında bir nüfus mübadelesi
yapılmasına da karar verilmiştir. Buna bağlı olarak 1924 yılında bir milyon Rum
(Hristiyan Türk), Türkiye'den Yunanistan'a geçerken, beş yüz bin Türk (Türk ve
Müslüman Ahali) de Yunanistan'dan Türkiye'ye geçmiştir.
LOZAN BARIŞ
ANTLAŞMASI'NDA LEHİMİZE VE ALEYHİMİZE ÇÖZÜMLENEN KONULAR ŞU ŞEKİLDEDİR
Lozan Barış Antlaşması sonucunda lehimize çözümlenen
konular:
-Her türlü
kapitülasyonlar kaldırılmış, böylece ekonomik bağımsızlığın kazanılması yönünde
önemli bir adım atılmıştır.
-Türkiye hiçbir
devlete savaş tazminatı ödememiştir. Buna rağmen Yunanistan verdiği zararın
karşılığı olarak Karaağaç’ı Türkiye’ye vermiştir.
-Azınlıklar
konusunda ödün verilmemiştir
-İstanbul’un İtilaf
devletlerince tarafından boşaltılması sağlanmıştır.
-Bunların yanı sıra
1936'da Boğazlar, 1939'da da Hatay sorunu Misak-ı Milli'ye uygun bir şekilde
lehimize olarak çözüme kavuşmuştur.
Lozan Barış Antlaşması sonucunda aleyhimize çözümlenen
konular:
-Batı Trakya
Yunanistan’a bırakılmıştır.
-On iki ada bir
daha alınamamıştır.
-Osmanlı
Devleti’nden kalan borçların Türkiye Cumhuriyeti tarafından ödenmesi
kararlaştırılmıştır.
Lozan Barış
Antlaşması'nda çözüme kavuşturulamayan tek konu ise Musul Meselesidir. Bu
yüzden Irak sınırı çizilememiştir. Ayrıca Boğazlar Komisyonu da milli
egemenliğimizi sınırlayan bir unsur olmuştur.
LOZAN ANTLAŞMASINDA
HANGİ KONULAR GÖRÜŞÜLDÜ!
Lozan Antlaşması için süre söz konusu olmadığından, anlaşmanın
2023 yılında sona ereceğine dair iddialar uydurmadır.
Lozan antlaşması
uluslararası bir barış metnidir. Birden fazla tarafı bağlayan Lozan Barış Antlaşmasının
2023 yılında biteceği söylentileri vardır. Fakat Lozan antlaşmasının tam
metninde bu süre ile ilgili bir hüküm olmadığı için anlaşma süresizdir.
Lozan barış
antlaşmasını metni Fransızcadır. 1.dünya savaşından sonra imzalanan tüm barış
antlaşmaları içinde geçerliliğini bugüne kadar koruyabilmiş tek metin Lozan
barış antlaşmasıdır.
Lozan barış
antlaşması 24 Temmuz 1923 yılında imzalanmıştır. Uzun yıllar tartışmalara neden
olan Lozan barış antlaşması halada tartışılmaktadır. Bir kesim insan Lozan antlaşmasını
bir zafer olarak görürken bir kesim insan ise hezimet olarak görmektedir. Lozan
barış antlaşmasında ABD'nin imzası yoktur.
Bunun sebebi Amerika
Birleşik Devletlerinin taraflar arasında olmamasıdır. 24 Temmuz 1923 te
İsviçre'nin Lozan şehrinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Temsilcileri ile
beraber Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya
Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri ile birlikte Leman
gölü kıyısındaki Beau Rivage Palace'ta imzalanmıştır.
Lozan antlaşmasında görüşülen konular:
-Türkiye ile Suriye
sınırı görüşmesi
-Irak sınırı konusu
-Türkiye ile Yunan
sınırı
-Adalar
-Türkiye ile İran
sınırı
-Kapitülasyonlar
konusu
-Azınlıklar konusu
-Savaş tazminatları
konusu
-Osmanlının
borçları konusu
-Boğazlar
-Yabancı okullar
-Patrikhaneler
görüşülen konular içerisinde yer almaktadır."
(Alıntıdır)
24.07.2017
(Not: Lozan'da
kabul edildiği halde hayata geçirilemeyen Misak-ı Milli topraklarımız, Büyük
Önder Mustafa Kemal Atatürk hayatta iken Hatay ile uygulanmaya başlamış ancak,
ana merkezleri dış ülkelerde olan Siyonizm'in yan örgütlerini kapatması üzerine
doktorları tarafından aşırı kinin denilen ilaç verilerek zehirlenme suretiyle
Atatürk'ün şehit edilmesi üzerine sonraki devlet adamlarının sır olan tutumları
nedeniyle Misak-ı Milli politikamız bir türlü uygulamaya sokulamamıştır.)
Yorumlar
Yorum Gönder